Şeytanın Aldatmak için kullandığı ayetler

 


Allah'ın Vaadi Hak, Aldatıcıya Dikkat!

Anlatımınızın temelinde, Fatır Suresi 5. ayet'in "Ey insanlar! Allah'ın vaadi haktır. Öyleyse dünya hayatı sizi aldatmasın ve sakın o aldatıcı (şeytan) sizi Allah ile aldatmasın!" ifadesi yer alıyor.

Allah'ın vaadinin hak olduğu vurgusu, Allah'ın sözünün ve ahiretin kesinliğine işaret eder. Şeytanın Allah ile aldatması ise, insanları yanlış yollara sürüklerken, bu eylemlerini sanki Allah'tan geliyormuş gibi göstermesidir. İbrahim Suresi 22. ayet bu durumu netleştirir: Şeytan, ahirette kendi vaatlerinin boş olduğunu itiraf ederek, sadece davet ettiğini ve insanların bu davete icabet ettiğini söyler. Bu da, şeytanın insanları direkt olarak zorlamak yerine, onları yanıltıcı sözler ve kuruntularla kendi peşine takması anlamına gelir.


Takva Nedir ve Nasıl Sakınılır?

Lokman Suresi 33. ayet'te "Ey insanlar, Rabbinizden sakının!" emri, takva kavramının önemini ortaya koyar. Bakara Suresi'nin ilgili ayetleri (2/48, 2/123) takvanın ne anlama geldiğini açıklar: "Öyle bir günden sakının ki, hiçbir nefis bir başkası adına bir şey ödeyemez, kimseden fidye kabul edilmez, şefaat fayda vermez ve onlara yardım da edilmez."

Bu açıklamalardan anlaşılacağı üzere, takva, ahirette insanı zora sokacak, kişiye zarar verecek eylemlerden kendini sakındırma halidir. Bu, sadece bir korku hali değil, aynı zamanda doğru bilgiyi edinerek ve öğrendikten sonra bu bilgiye uygun hareket etme tutumudur.


Şeytanın İzinden Gitmek ve Allah Adına Bilgisizce Konuşmak

Anlatımınızda, Bakara Suresi 168-170. ayetler'in şeytanın izinden gitmemeye dair ilk uyarılardan biri olduğu belirtiliyor. Şeytanın insanları kötülüğe, aşırılığa ve Allah hakkında bilmedikleri şeyleri söylemeye teşvik ettiği vurgulanıyor.

Araf Suresi 28. ayet, insanların bir aşırılık yaptıklarında, atalarından gördükleri yolları ve "Allah bize bunu emretti" demelerini örnek veriyor. Ancak Allah, aşırılığı emretmez. Bu durum, şeytanın insanları nasıl Allah adına yanıltıcı bilgilerle aldattığının açık bir göstergesidir. İnsanlar, aslında şeytanın emirlerine uyarken, bunu Allah'ın emri gibi algılayabilmektedir.

Araf Suresi 33. ayet ise Allah'ın kesinlikle haram kıldığı şeyleri sıralar: Aşırılığın açık ve gizli olanı, günahlar, haksız yere saldırmak, hakkında hiçbir delil indirmediği bir şeyi Allah'a ortak koşmak ve Allah hakkında bilmediğiniz şeyleri söylemek. Bu, şeytanın insanları Allah ile aldatma mekanizmasının temelini oluşturur.


Şeytanları Evliya Edinmek ve Doğru Yolda Sanmak

Araf Suresi 3. ayet, "Rabbinizden size indirilene uyun, onun yanı sıra evliyalara uymayın" derken, Araf Suresi 30. ayet ise, bazı insanların Allah'ın yanı sıra şeytanları evliya edinerek kendilerini doğru yolda sandıklarını belirtir.

Zümer Suresi 3. ayet bu yanılsamanın nedenini açıklar: İnsanlar, Allah'ın yanı sıra evliya edindikleri varlıklara, "Bizi sadece Allah'a daha çok yaklaştırsınlar diye kulluk ediyoruz" diyerek gerekçe gösterirler. Bu durum, iyi niyetle yola çıkılsa bile, bilgi eksikliği ve şeytanın saptırmasıyla nasıl yanlış yollara girilebileceğini gösterir.

Zuhruf Suresi 36-37. ayetler ise bu aldanışın kökenine iner: "Her kim Rahman'ın zikrine karşı duyarsız olursa, biz ona bir şeytan salarız artık o şeytan onun arkadaşı olur. Bu şeytanlar onları doğru yoldan saptırdığı halde onlar hala kendilerini doğru yolda olduklarını sanırlar." Bu ayetler, Allah'ın hatırlatıcısına (Kur'an'a) yüz çevirenlerin nasıl şeytanın tuzağına düştüğünü ve buna rağmen kendilerini doğru yolda zannettiklerini açıklar.


Zikir ve Peygamber'in Yolu

Anlatımınızda zikirin Kur'an'ın bir sıfatı olduğu ve hatırlatmak anlamına geldiği vurgulanıyor. Furkan Suresi 27. ayet'te geçen "o zikir bana gelince beni O zikirden şaşırttı" ifadesi, Rahman'ın zikrinden (Kur'an'dan) yüz çevirenlerin şeytan tarafından nasıl saptırıldığını gösterir.

Peygamberin yolu ise Nahl Suresi 125. ayet'te "Rabbinin yoluna hikmetle ve güzel öğütle çağır" şeklinde özetlenir. Yusuf Suresi 108. ayet'te Peygamber, "De ki: Benim yolum, basiret üzere Allah'a davet etme yoludur ve bana uyanların yolu da (böyledir)" buyurarak, kendi yolunun Allah'ın vahyine (Kur'an'a) dayanarak insanları Allah'a davet etmek olduğunu belirtir.

Bu, şeytanın insanları "Resul ile beraber bir yol tuttum" (Furkan 27) yanılgısıyla hadis, sünnet gibi ikincil kaynaklara yönlendirme çabasının da temelsiz olduğunu gösterir. Zira Peygamber'in kendi yolunun basiret üzere Allah'a davet olduğu net bir şekilde ifade edilmiştir.


Aldatma ve Kur'an'ı Bağlamından Koparmak

Anlatımınızın son bölümünde, şeytanın insanları nasıl aldattığına dair çarpıcı örnekler veriliyor. Haşr Suresi 7. ayet'in "Resul size ne verdiyse onu alın, neyden alıkoyduysa ondan vazgeçin" kısmının, şeytan tarafından bağlamından koparılarak, Peygamber'in mal dağıtımıyla ilgili bir ayet olmasına rağmen, hadis ve sünnetleri meşrulaştırmak için kullanıldığına dikkat çekiliyor. Bu, şeytanın ayetleri kendi amaçları doğrultusunda çarpıtarak insanları nasıl yanılttığını gösteren önemli bir örnektir.


Özetle, aktarımlarınız, Allah'ın vaadinin kesinliğini, şeytanın ise insanları Allah ile aldatmak için boş vaatler verdiğini ve Allah adına bilgisizce konuşturduğunu çok net bir şekilde ortaya koyuyor. Takvanın, ahiretteki sorumluluktan sakınma anlamına geldiğini ve bunun, Kur'an'ın rehberliğinde doğru bilgiye ulaşıp ona göre hareket etmekle mümkün olduğunu vurguluyor. Ayrıca, şeytanın insanları nasıl kandırdığı, onları Kur'an'dan uzaklaştırarak, atalarından gelen yanlış inanışlara ve bilgisizce Allah adına konuşmaya sevk ettiği de açıkça anlatılıyor.

Yorum Gönder

0 Yorumlar